Ayşe Baysal 1930 yılında Karaman’da dünyaya gelmiştir. İvriz Köy Enstitüsünü 1950 yılında birincilikle bitirmiş ve yüksek öğrenimini 1954 yılında Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulunda tamamlamıştır.
Trabzon Beşikdüzü Kız Okulu’nda kısa bir süre öğretmen olarak görev yapmıştır.
Amerikan Ev Ekonomisi Derneği’nin bursunu kazanarak 1960 Eylül ayında ABD’ne giden Ayşe Baysal, Virginia Polytechnic Institute ve State Üniversitesi’nde bir yıl lisans tamamlayarak 1961’de lisans, 1962’de de Besin ve Beslenme dalında bilim uzmanlığı derecelerini aldı.
Wisconsin Üniversitesi’nin bursu ile 1965’de Besin ve Beslenme dalında doktora derecesini aldı.
Yurda dönerek kısa bir süre Köy İşleri Bakanlığı Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü’nde çalıştıktan sonra 1965 sonunda Sağlık Bakanlığı Hıfzısıhha Okulu’nda beslenme uzmanı olarak göreve başladı.
Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Hemşirelik Yüksekokulu ve Hemşire Koleji’nde ek görevle ders vermeye başladı.
1968’de Hacettepe, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanlığı’na atandı. 1970 yılında Doçent, 1976’da Profesör oldu.
Yetiştirdiğin sayısız diyetisyen öğrencileri ve emekleri için sonsuz teşekkürler.
Ayşe Baysal ağzından vatan borcu
“Köylünün % 80’i okuryazar değildi. Köylünün toptan aydınlığa kavuşturulması için, ilk olarak köy eğitmenleri kursları, köy öğretmen okulları gibi denemeler 1937-1940 yılları arasında yapıldı. Bunun da köylünün aydınlanmasına yetmeyeceği kısa zamanda anlaşıldı. 1940 yılında çıkarılan yasa ile Köy Enstitüleri kuruldu. Altı yıl içinde köy enstitüsü sayısı 21’e ulaştı. İkinci Dünya Savaşı yılları, Türkiye’nin en çok kıtlık çektiği, kaynak sıkıntısı içinde olduğu yıllardı. Türkiye bir yandan savunma çabasını sürdürüyor; bir yandan da cehaletle başa çıkmaya çalışıyordu. Bu nedenle, Köy Enstitüleri, devlete mali yük getirmeden, kendi binalarını kendileri yapmak, yiyeceklerinin bir bölümünü kendileri üretmek zorundaydılar. Yaparak, yaşayarak öğrenmek esastı Köy Enstitüleri’nde. Bu koşullarda yetişen eğitim önderlerinin, köylerde yalnızca öğretmenlik değil, aynı zamanda toplum kalkınmasında da köylüye örnek olması, önderlik yapması bekleniyordu. Biz böyle yetiştik; bize bu olanağı sağlayanlara da borcumuzun ne olduğunu hep bildik.” (Silbiçli Beşik)
Ayşe Baysal ağzından ilk dersi
“İlk beslenme dersimi, ABD’den yeni gelmiş olan Doç. Dr. Osman Nuri Koçtürk’ten almıştım. O zamana kadar görmediğim hassas teraziler, tüpler, balonlar gibi araç gereci son derece çekici bulmuştum. Hele deney hayvanlarıyla yapılan çalışma, iyi beslenenlerle kötü beslenenlerin arasında gözlediğim farklılıklar adeta beni büyülemişti. Koçtürk’ten edindiğim bilgileri ve laboratuvardaki uygulamaları kendi yaşamına da uyguladığımdan sağlığımda belirgin bir düzelme olmuştu. Beslenmenin sağlıklı yaşamın temeli olduğunu yaşayarak öğrenme olanağı bulmuştum.” (Silbiçli Beşik-s.54)
Ayşe Baysal ağzından dünya görüşü
“Taassubun kara pençesinden kurtarmak: Küçüğümün küçüğü kız kardeşim başta olmak üzere köyden birçok yakınımızın okuması için büyük çaba gösterdim. Yenimahalle’deki evimde yeğenlerim kalıp okudular. Bugün bile üvey abimin torunu orada okuma amacıyla kalıyor. Katkım çoğunlukla kızlara oldu. Yatılı bölge okulunda okuyup, parasız yatılı sınavlarını kazandıktan sonra üniversiteye gelenlere burs vermek şart. Destek olmak şart. Onların da Atatürkçü olmaları şart.”